Ana içeriğe atla

MESLEK

Çocuklara büyüyünce ne olmak istediklerini sorduğumuzda ilk sıralardaki meslekler doktor, öğretmen, mühendis, polis, mimar, asker gibi mesleklerdir genelde. Bu mesleklere yönelmelerinin sebebi de çoğunlukla ebeveynleridir. Bazısı ısrarcı oldukları mesleğin daha iyi bir gelecek sağlayacağına inanır, bazısı da olmak isteyip de olamadıkları mesleği çocuklarının yapmasını istediklerinden ısrar ederler. Bu ısrarın dozunu bazen o kadar kaçırırlar ki, çocuk dünyanın en önemli mesleğini, ebeveynlerinin kendisini yönlendirdiği bu meslek olarak görür. Hatta çocukluğundan beri hedeflediği bu mesleğe ulaştıktan sonra bile bu düşüncesini devam ettirip, diğer meslek sahiplerini hor görebilecek hale gelir. Herkes için kendi işi çok önemlidir ama sadece bu kadar. Çünkü bu dünyada hep beraber, ortak bir yaşam sürdüğümüzü unutmamalı, gözümüzün dönüp kendimizi diğerlerinden üstün görmemize neden olmasına izin vermemeliyiz. Yani meslek grubuyla değil, tamamen karakterle ilgili bir durum. Çocukluğundan beri bu şekilde doldurulduğundan, yetişkinliğinde de aynı düşünceyle hayatına devam eder. Düşünsenize hekimlik ne kadar önemli bir meslek. İnsanlara şifa dağıtıyorlar. Ancak ne olursa olsun, diğer meslek sahiplerine yukarıdan bakma hakkı vermez bu onlara. Çünkü hekim de pazarcılara ihtiyaç duyar. Ihtiyacı olan vitaminleri pazarcıdan temin etmesi gerekir. Nakliyeci olmasa bu ihtiyaç duydukları ürünleri tezgahlarda bulamaz. Çiftçiler olmasa pazarlara nakledilecek ürünler de olmaz. Yanlış anlaşılmasın. Sadece hekimler için değil, tüm meslek grupları için bu zincir kurulabilir. Hepimiz toplum içerisindeki yerimizi bilip, ilişkilerimizi de olması gerektiği dozda ayarlarsak, saygı çerçevesinde daha huzurlu bir hayatı da kendiliğinden oluşturmuş oluruz. Bunu gerçekleştirebilmenin temelinde de çocuklarımızın meslek seçimlerinde, onlara bu meslekleri tanıtırkenki tavırlarımızla belirliyoruz. Aslında toplumsal düzeyde, hayatın nasıl yaşanacağını bizler seçiyoruz. Mevlananın bir cevabını da beynimizin bir köşesine koyalım, dursun. Lâzım olunca oradan alır, kullanırız. Kendisine sormuşlar; "O kadar okur durursun. Ne bilirsin?" Cevabı hepimizin oturup, düşünmemize sebep olmalı; "HADDİMİ: Hakan Algan Resmi Web Sitesi

Yorumlar

  1. Toplumun hayatta kalabilmesi için tüm meslek sahiplerinin uyum içinde çalışması gerçekten çok önemli...Bazı mesleklere erişim ve o meslekte ilerlemek de ayrı zor gerçekten...Ama herkes gerçekten işini severek yaparsa hayat da ayrı bi güzel olur eminim:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında hayatı güzelleştirmek de, çirkinleştirmek de elimizde olmasına rağmen, bu gücümüzü pek de kullanmıyoruz.

      Sil
    2. Neden DÜZ MANTIK.
      YAŞAMDA SADECE VE SADECE '' sevilen iş,
      seçilen, kendi seçtiğimiz iş güzel yapılır''
      Benim işimi sevmem, ençok beni mutlu eder. İşe göre insan seçmek gerekir
      Güzel ülkemde istediği mesleği seçme oranı % 5 i geçemediğinden bu ileti
      MELTEM' in yazısı içindir.
      Hakan bey başarıları - nızın devamını dilerim.

      Sil
  2. Hepimiz birilerini rol model olarak alıyoruz, Hakancım. Sen de Hikmet ağabeyden etkilenmiş gibisin..

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

ŞİİR GÜNÜ (YALAN HAYAT)

... Eh be yalan hayat, Biraz da benim yüzüme bak, Bakmayacaksan, Çek bi kıyak da, Artık yakamı bırak. Her gecenin sabahı Güneş yeniden doğacak, Akşama kadar mucizeler olacak, Ben de istiyorum bunları yaşamak, Haydi artık yakamı bırak. Hakan Algan

HELALLİK

Son yıllarda helallik istemek, toplumun her kesiminde adet haline geldi. Özellikle siyasilerin "helallik" istemeleri yüzümde bir tebessüme sebep oluyor. Helallik inancımız açısından büyük öneme sahip. Kabul etmemek mümkün değil ama her şeyde olduğu gibi bunu da abartmadık mı? "Hakkını helal et" diyenlere, "helal olsun" demek gerçekten çözüm mü acaba? Zaten helal olsun demekle de o iş olmuyor diye düşünüyorum. Karşımdaki bin bir dalavereyle ruhum duymadan beni kazıklayıp sonunda helallik isteyince, "kul hakkı" sorunu çözülecek. Allahın; "karşıma nasıl gelirseniz gelin, kul hakkıyla gelmeyin" diyerek, bu kadar önemli olduğunu vurguladığı bir konunun, by kadar basit çözümünün olabileceğini sanmıyorum. Bana göre en samimi cevap; "bilerek ve isteyerek hakkıma girdiysen helal edemem. Ama bilmeden hakkıma girdiysen helal olsun" demek sanırım. Hakan Algan Resmi Web Sitesi

ŞİİR GÜNÜ (BAHANE)

  ... Bunlar hep bahane, Görüşmemek için benimle. Arkadaşlarınďa olduğun, Uyuduğun, Banyoda olduğun, Misafirin olduğu, Yemek yediğin, Evlendiğin. Hakan Algan