Ana içeriğe atla

Kayıtlar

meslek etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

KESKİN KILIÇ

  ... Dünyanın en tehlikeli mesleği sizce ne? Polislik mı, askerlik mi, itfaiye mi vs vs mi? Elbette hepsi birbirinden zor ama sanki tehlikelere karşı kendisini savunacak bir silahının ılmadığı, tehlikenin de nereden geleceğini tahmin edemeyeceği mesleğin daha tehlikeli olduğunu düşünüyorum. Hal böyle olunca da aklıma gelen lk meslek gazetecilik gibi geliyor. Geçmişdeki ve günümüzdehi haberlere de bakınca sanki doğrulanıyorum gibi geliyor bana. Elindeki tek silahı kalemi. Kılıçtan keskin olduğunu iddia ediyorlar ama bu sanki avuntu gibi. O yazıları anlayanlar için kılıçtan keskin bir silah gibidir o kelimeler. Anlamayana karşı ise kuru sıkı tabancadan farkı yoktur.  Kuru sıkı tabancayı çeker ama karşısındakinde gerçek silah vardır. Sonuç malûm... Öldürülerek hayatını kaybeden tüm basın şehitlerine Allah'tan rahmet, darp edilenlere de geçmiş olsun dileklerimi sunarım. Hakan Algan

MESLEK

Çocuklara büyüyünce ne olmak istediklerini sorduğumuzda ilk sıralardaki meslekler doktor, öğretmen, mühendis, polis, mimar, asker gibi mesleklerdir genelde. Bu mesleklere yönelmelerinin sebebi de çoğunlukla ebeveynleridir. Bazısı ısrarcı oldukları mesleğin daha iyi bir gelecek sağlayacağına inanır, bazısı da olmak isteyip de olamadıkları mesleği çocuklarının yapmasını istediklerinden ısrar ederler. Bu ısrarın dozunu bazen o kadar kaçırırlar ki, çocuk dünyanın en önemli mesleğini, ebeveynlerinin kendisini yönlendirdiği bu meslek olarak görür. Hatta çocukluğundan beri hedeflediği bu mesleğe ulaştıktan sonra bile bu düşüncesini devam ettirip, diğer meslek sahiplerini hor görebilecek hale gelir. Herkes için kendi işi çok önemlidir ama sadece bu kadar. Çünkü bu dünyada hep beraber, ortak bir yaşam sürdüğümüzü unutmamalı, gözümüzün dönüp kendimizi diğerlerinden üstün görmemize neden olmasına izin vermemeliyiz. Yani meslek grubuyla değil, tamamen karakterle ilgili bir durum. Çocukluğundan...

CEZADAN KAÇABİLİRSİN

Hepimizin hem salgın korkusuyla hem de ceza korkusuyla evlere kapandığı, dışarıya çıkabildiğimiz zamanlarda ise "burkasız" gezemediğimiz, her istediğimiz yere gidemediğimiz bu dönemde; ceza yemeden, maske takmadan istediğimiz yere gidebilme yolunu anlatmaya çalışacağım bu gün. Ben zaman zaman yapıyorum ve henüz yakalanmadığım için ceza da yemedim. Hem de maske takmadan istediğim yere gidiyorum. Hatta sevmediğiniz meslek sahibiyseniz, sevdiğiniz işi bile yapabilirsiniz. Örneğin kaportacıysanız, beyin cerrahlığı yapabilirsiniz. Ya da tersi. Diplomaya bile gerek yok. Biraz sonra okuyacaklarınızı bitirdikten sonra, sessiz ve kimsenin sizi rahatsız etmeyeceği, kendinizi rahat hissettiğiniz bir yere gidin. Gözlerinizi kapatın ama karşınızda kocaman bir sinema perdesi olduğunu düşünün. Daha sonra derin bir nefes alın, yavaşça nafesinizi bırakıp, bu perdede görmek istediklerinizi seyretmeye başlayın. O an nerede olmak istiyorsanız orayı görün. İster bir AVM'de arkadaşları...