Ana içeriğe atla

Kayıtlar

çevre etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

ŞİİR GÜNÜ (YEŞİL)

  ... Camı açıp baktığımda, Hele ciğerlerimi oldurunca çam havasıyla. Huzur kapladı içimi. Aynısını yine yaptım ama Sonraki gün  azaldı biraz içimdeki huzur Devam etti her geçen gün azala azala. Taa ki o orman yeşili  bina bitesiye kadar, Ağaçlârla beraber bitti içimi kâplayan huzur. Dün yine baktım camdan, Bakınca gördüm, görmem gerekenler yerine, Oŕman yeşili binayı ve adamların gözündeki Doların yeşilini. Huzur dolan içim, Hüzünle doldu bu sefer. Hakan Algan

BEDEL

Düşünsenize; bedelsiz ne var hayatta? Normal olarak aklınıza gelen ilk cevaplar; hava oluyor. Bütün dünya hava için bir yıldır bedel ödemiyor mu sizce? Milyonlarca kişi en büyük bedeli ödedi. Bir nefesi alamadığı için hayatıyla ödedi bunun bedelini. Halbuki iki yıl öncesi böyle miydi? Değildi ve biz kıymetini bilemedik havanın. Öğrendik mi? Sanmıyorum. Bu kadar kıymetli ve bedava olduğunu düşündüğümüz havayı bu kış da bacalara baktığımda ne kadar hoyratça kirletebildiğimizi gördüm. Üstelik bizden hiçbir şey talep etmeden, bizim içim hayati önemi olan havayı temizleyen ağaçları da katlettik. Sanki dallarıyla, sağlı sollu yumruklarla bizleri dövüyormuşçasına. Sanki "sen misin bizi döven" dercesine acımadan vurduk baltayla. Sonuçta kazanan kim, kaybeden kim? Kaybedesiye kadar hiçbir şeyin kıymetini bilemiyoruz. Haydi, bedava olan ve halen kaybetmediğimiz şeylerden faydalanalım. Bir tebessümle dilenecek günaydının karşımızdakinin gününe neler katacağını bilemeyiz ama muhatap olac

KUNDAKÇI TAVŞAN

Adı üzerinde değil mi? Al/Ver. Ne verdin ki, ne alasın? Ya da tersi. Ne verdim ki, ne alayım? Çarşıda, pazarda soru da, cevabı da belli. Peki insan ilişkilerinde ve ya insanların diğer varlıklarla ilişkilerinde alınan, verilen? Bazen ürkütücü gelebildiği bile oluyor. Mesela toprağa tohum verince, bize sebze vermesi güzel de; denize kanalizasyon akıttığımızda, bize verdikleri bununla paralel şeyler değil Allahtan. Doğa elinden geldiğince bize, bizim ona davrandığımız gibi davranmıyor. Ya öyle olsaydı bir de? Düşünsenize; ormanı yakmış, evimize gidiyoruz. Bir de ne görelim; ormandaki tavşanlardan birinin elinde çakmak, o da bizim evi yakıyor. Haksız mı? Biz de onun evini yaktık. Ya da dediğim gibi, kanalizasyonu denize döküyoruz ya... Maazallah... İşin özeti dönüyor, dolaşıyor empatiye dayanıyor. Kendine yapılmasını istemediğin bir şeyi başkasına yapma der, geçeriz tanımlarken. Ya doğa etki-tepki kanununu gerçekleştirse, O zaman oturur, "ne yaptım ben" diye kara kara düşün

KORONADAN MESAJ VAR

Neredeyse hepimizin ortak düşüncesi olan, "2020 kabus gibi geçti" düşüncesi karşısnda, aslen Çinli olduğu iddia edilen, 19. kuşaktan Cavit Koronanın ne düşündüğünü merak ettik hep. Bunu öğrenmek içinde aylardır sessizliğini koruyan koronaya mikrofonu uzattık. İşte Koronanın 2020 ylı değerlendirmesi; "Aslında 2019 doğumlu olmama rağmen bir çoğunuz beni 2020 ylında tanıdınız. Böyle bir dünya seyahatine çıkmak için de çok geç kaldığımı düşünüyorum. Çok daha önce dedelerim bu seyahati gerçekleştirseydi, faturası bu kadar ağr olmayabilirdi. Bazı şeylerin önemini daha önce anlayabilirdiniz. Hep bana soruyorlar neden sadece insanlara bulaşıyorsun diye. Düşünsenize sadece karnını doyurmak için ve ya kendini tehlikede hissettiğinde, başka bir canlıya zarar veren birine neden bulaşayım? Benim derdim her şeyin kıymetini unutmaya başlayan insanlara hayatın güzelliklerini hatırlatmak. Bir çoğunuzun sandığı gibi sizleri öldürmeye çalışmıyorum. Ben olmasaydm, Arkadaşlarnızla