Ana içeriğe atla

Kayıtlar

kütahya etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

YARIM ELMA GÖNÜL ALMA

Bugün size çok sevdiğim bir komşumuzla aramızda geçen bir anımızı anlatacağım. Çoğunuzun bildiği gibi yaz aylarında Kütahya'nın kaplıca bölgelerinden birisi olan Yoncalıda kalıyorum. Çok tatlı komşularım var. Hele "Kötaaya şivesiynen gonuşuvesinle bi, nahanda onlaa dinleyiverisin aaşama gadaa" Doğal olarak ihtiyaçlar için zaman zaman Kütahya'ya gitmek gerekiyor. Yine ihtiyaçlarımızı almak için Kütahya'ya gitmek üzere evden çıktığım bir gün, hiç bir zaman benden dualarını esirgemeyen; Mürüvvet teyzem ve Hüsniye teyzem namaz saatleri dışında kalan zamanlarını değerlendirdikleri apartmanın kapısının önünde oturuyorlardı. Ayak üzeri biraz sohbet edip, hal hatır sorduktan sonra, arabaya doğru giderken, "Kütahya'dan istediğiniz bir şey var mı?" diye sordum. Hayatımda yediğim en lezzetli haşhaşlı gözlemenin ustası olan Hüsniye teyzem "a-ah olum. Sağ salim gidip gelive yeter" dedi. Mürüvvet teyzemse bana doğru burnunu kıvırarak; "sağol olum

KÖTAAYA

Haydi bu gün biraz gezelim. Sizi zaman makinasına bindirip, uzak sandığınız, yakn bir yere götüreceğim. Zaman kavramıyla baktığınızda çok uzak, fiziki olarak ise yakın bir yere gideceğiz. Her köşesinin cennetten bir parça olduğunu düşündüğüm ülkemizde bir yerlere gideceğiz. Ben her yaz gidiyorum. Her gittiğimde ise "bu da mı varmış?" diyorum. Uzun yllar gidip, gelmediğimden, her yl sanki yeni yapmşlar gibi hissettiğim, eski şeylerle karşılaşıyorum. Kütahya, kendinizi zaman tüneline girmiş gibi hissedeceğiniz bir yer. Yolunuz düştüğünde ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız. Osmanlı imparatorluğunun doğduğu toprakların şehrine, ister demiryoluyla, ister karayoluyla girdiğinizde ilk önce sıradan bir Anadolu şehrinden farklı bir yer değilmiş gibi gelecek size. Sokaklarını dolaşmaya başladığınızda ise, neredeyse her sokak başında sizi Osmanlı zamanından bile kalmış olan çeşmelerle karşılaşacaksınız. Hele ulu cami tarafına gidip de avlusunda oturup, Türk tasavvuf tarihi