Ana içeriğe atla

Kayıtlar

ilaç etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

HER DERDE DEVA

  Bir ilaç düşünün. Mucizevi bir şey. Her türlü ağrıya sızıya iyi geldiği gibi, asıl görevi hasta olmayı engellemek.  Çaresiz gibi görünen rahatsızlıklara yakalanmanızı engelleyecek. Ben kullanıyorum. Tamamen iyileştirmese bile, oldukça rahatlattı şimdiye kadar. Sürekli kullanımda iyileşirmesi bile mümkün olabilir diye düşünüyorum. Üstelik bedava. Sıkı durun, tarifini veriyorum. Evde kolaylıkla yapabilirsiniz. Etken maddesi huzur. Huzuru elde edebilmek için bir karışım yapmanız gerekiyor. Şimdi de bu karışımdakileri vereceğim size. Bir tutam sessizlik, her şeyden elde edebileceğiniz mutluluk, memnun olmayı öğrenerek temin edebileceğiniz şükür. Hepsini sizi dinlendirdiğine inandığınız fonda kulağınızı okşayan bir müzik eşliğinde karıştırın. Elde ettiğiniz karışımı gözleriniz kapalı olacak bir haldeyken, iliklerinize kadar hissedin. Bu karışımı uygularken, en mutlu olduğunuz anlardan birini gözünüzün önüne getirmeyi ihmal etmeyin. Kendinizi nasıl iyi hissettiğinize siz bile şaşıracaksını

KUNDAKÇI TAVŞAN

Adı üzerinde değil mi? Al/Ver. Ne verdin ki, ne alasın? Ya da tersi. Ne verdim ki, ne alayım? Çarşıda, pazarda soru da, cevabı da belli. Peki insan ilişkilerinde ve ya insanların diğer varlıklarla ilişkilerinde alınan, verilen? Bazen ürkütücü gelebildiği bile oluyor. Mesela toprağa tohum verince, bize sebze vermesi güzel de; denize kanalizasyon akıttığımızda, bize verdikleri bununla paralel şeyler değil Allahtan. Doğa elinden geldiğince bize, bizim ona davrandığımız gibi davranmıyor. Ya öyle olsaydı bir de? Düşünsenize; ormanı yakmış, evimize gidiyoruz. Bir de ne görelim; ormandaki tavşanlardan birinin elinde çakmak, o da bizim evi yakıyor. Haksız mı? Biz de onun evini yaktık. Ya da dediğim gibi, kanalizasyonu denize döküyoruz ya... Maazallah... İşin özeti dönüyor, dolaşıyor empatiye dayanıyor. Kendine yapılmasını istemediğin bir şeyi başkasına yapma der, geçeriz tanımlarken. Ya doğa etki-tepki kanununu gerçekleştirse, O zaman oturur, "ne yaptım ben" diye kara kara düşün