Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Aralık, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

YENİ YILINIZ KUTLU OLSUN

Her yılbaşı arefesi olan tartışmalara, istikrarımızı bozmadan bu yl da devam ettik. 2021 yılına sayılı günler varken hala hristiyanların noel bayramını kutlamaları ile, yeni bir yıla girdiğimizden dolayı, yeni beklentileri olan insanların kutlama yapmalarını karıştıran; bir canlnın, karnını doyurma, barınma ve üreme ihtiyaçlarını gerçekleştirmesini sağlayan, sanırım üç adet beyin hücresinden başka hücresi olmayan insanlara laf anlatmaya çalışarak aralk ayını geçirdik. Şöyle anlatmaya çalşayım size; 25 aralık tarihi hristiyanlık aleminin noel bayramıdır. Yani onlar 25 Aralıkta, dinimiz gereği bizim de tanıdığmız peygambarlerden olan Hz İsa`nın doğum gününü kutlarlar. Umarım buraya kadar tamamız. Şimdi geçelim ikinci kısıma. Hani çocuğunuz mezun olunca ya da yeni bir işe başladığında, ilk maaşınızla yaptığınız küçük kutlama var ya, işte onun gibi, yeni yıla girerken, yeni umutlarla, yeni hedeflerle yapılan kutlamanın dinle bir alakası olmayıp, yeni yıl kutlamas dediğimiz kutlamadır

CEZADAN KAÇABİLİRSİN

Hepimizin hem salgın korkusuyla hem de ceza korkusuyla evlere kapandığı, dışarıya çıkabildiğimiz zamanlarda ise "burkasız" gezemediğimiz, her istediğimiz yere gidemediğimiz bu dönemde; ceza yemeden, maske takmadan istediğimiz yere gidebilme yolunu anlatmaya çalışacağım bu gün. Ben zaman zaman yapıyorum ve henüz yakalanmadığım için ceza da yemedim. Hem de maske takmadan istediğim yere gidiyorum. Hatta sevmediğiniz meslek sahibiyseniz, sevdiğiniz işi bile yapabilirsiniz. Örneğin kaportacıysanız, beyin cerrahlığı yapabilirsiniz. Ya da tersi. Diplomaya bile gerek yok. Biraz sonra okuyacaklarınızı bitirdikten sonra, sessiz ve kimsenin sizi rahatsız etmeyeceği, kendinizi rahat hissettiğiniz bir yere gidin. Gözlerinizi kapatın ama karşınızda kocaman bir sinema perdesi olduğunu düşünün. Daha sonra derin bir nefes alın, yavaşça nafesinizi bırakıp, bu perdede görmek istediklerinizi seyretmeye başlayın. O an nerede olmak istiyorsanız orayı görün. İster bir AVM'de arkadaşları

KORONADAN MESAJ VAR

Neredeyse hepimizin ortak düşüncesi olan, "2020 kabus gibi geçti" düşüncesi karşısnda, aslen Çinli olduğu iddia edilen, 19. kuşaktan Cavit Koronanın ne düşündüğünü merak ettik hep. Bunu öğrenmek içinde aylardır sessizliğini koruyan koronaya mikrofonu uzattık. İşte Koronanın 2020 ylı değerlendirmesi; "Aslında 2019 doğumlu olmama rağmen bir çoğunuz beni 2020 ylında tanıdınız. Böyle bir dünya seyahatine çıkmak için de çok geç kaldığımı düşünüyorum. Çok daha önce dedelerim bu seyahati gerçekleştirseydi, faturası bu kadar ağr olmayabilirdi. Bazı şeylerin önemini daha önce anlayabilirdiniz. Hep bana soruyorlar neden sadece insanlara bulaşıyorsun diye. Düşünsenize sadece karnını doyurmak için ve ya kendini tehlikede hissettiğinde, başka bir canlıya zarar veren birine neden bulaşayım? Benim derdim her şeyin kıymetini unutmaya başlayan insanlara hayatın güzelliklerini hatırlatmak. Bir çoğunuzun sandığı gibi sizleri öldürmeye çalışmıyorum. Ben olmasaydm, Arkadaşlarnızla

DİZİyorum

          Merak etmeyin. Televizyon eleştirmeni olmadığımdan dizi yorumları yapmayacağm; kapasitem de yetmez buna. Haddimi bilirim. Sadece sıradan bir hayata sahip, sıradan bir vatandaş gözüyle izlenimlerimi DİZİyorum aşağıda.      Epeydir dikkatimi çeken ve beni ciddi anlamda rahatsız eden bir konuya sizin de dikkatinizi çekeceğim. Neticede yazdığım her yazım da yorumlara açık olduğundan, sizler de uygun gördüğünüz bir üslupda düşüncelerinizi ekleyebilirsiniz.     Gündüz programlarında işlenen konuları yıllardır takip ederim. Müge Anlı ile başladı bu programlar. Daha sonra çeşitlendi. Çeşitlendikçe de, toplumun ne hale geldiğini bizler de gördük. İlk önceleri her toplumda olabilecek olan kayıp vakaları veya cinayet olaylarıydı. İleri yaşlardaki vatandaşlarımızın genellikle sağlık sorunlarından kaynaklanabilecek olan kayıplardı bunlar. Özellikle alzehimer hastalığı olanlardı. Çok sıkıntılı bir hastalığın sonuçlarıydı. Zaten gerçekten de muhteşem bir uygulama olan "sevgi izi"

İLKEL KATİL

  Mars'a yolculuğu, pılımızı pırtımızı toplayıp Mars'a yérleşmeyi konuştuğumuz şu günlerde, Cavit diye biri girdi hayatımıza.  Muhteşeme yakın teknolojiye sahip dünya süper güçleri, neredeyse; "abi, gel bi Çorum'a ışınlanıp gelelim. Leblebi yeriz" diyebilecek hale geldi.  Hatta "vizonteleden" Zeki Müren de bizi görebilecek hale geliyor gibiyken,  Otomobiller şöföre bile ihtiyaç duymazken,  İnsansız hava araçları savaş kazanırken, Artık dijital paralardan bahsedilirken, Telefon yerine kol saati kullanırken girdi hayatımıza Cavit abi. Bu güne kadarki en acımasız seri katillerden birisi. Bütün teknolojimizi kullanmamıza rağmen, insanlığı çaresizliğe yaklaştırdı. Bütün dünyayı evine hapsetmek istiyor. Tanıyor olmamıza rağmen bir türlü yakalayamıyoruz. Şimdi bir de kılık değiştirmiş. "Yakala yakalayabilirsen" diyerek dalga geçiyor bizimle. Sanki ağaçların, denizlerin, göllerin, derelerin ve buralarda yaşayan hayvanların, insanlardan intikam almak iç