Ana içeriğe atla

CEZADAN KAÇABİLİRSİN

Hepimizin hem salgın korkusuyla hem de ceza korkusuyla evlere kapandığı, dışarıya çıkabildiğimiz zamanlarda ise "burkasız" gezemediğimiz, her istediğimiz yere gidemediğimiz bu dönemde; ceza yemeden, maske takmadan istediğimiz yere gidebilme yolunu anlatmaya çalışacağım bu gün. Ben zaman zaman yapıyorum ve henüz yakalanmadığım için ceza da yemedim. Hem de maske takmadan istediğim yere gidiyorum. Hatta sevmediğiniz meslek sahibiyseniz, sevdiğiniz işi bile yapabilirsiniz. Örneğin kaportacıysanız, beyin cerrahlığı yapabilirsiniz. Ya da tersi. Diplomaya bile gerek yok. Biraz sonra okuyacaklarınızı bitirdikten sonra, sessiz ve kimsenin sizi rahatsız etmeyeceği, kendinizi rahat hissettiğiniz bir yere gidin. Gözlerinizi kapatın ama karşınızda kocaman bir sinema perdesi olduğunu düşünün. Daha sonra derin bir nefes alın, yavaşça nafesinizi bırakıp, bu perdede görmek istediklerinizi seyretmeye başlayın. O an nerede olmak istiyorsanız orayı görün. İster bir AVM'de arkadaşlarınız, eskiden olduğu gibi maskesiz, mesafesiz masada oturmuş sizi beklerken; ister bir piknik alanında, sevikleriniz mangal başında sizi çağırırken, Ya da sizi ameliyathanede bekleyen ameliyat ekibini görün perdede. Sonra yavaşça perdeden içeriye girerek, yanlarına gidin. Kafeteryada arkadaşlarınızın sizin için ayırdığı sandalyeye oturun veya sevdiklerinizin yanına gidip ekmeğinizin arasına mangalın üzerindekilerden bir parça koyup sohbete başlayın. Hayranlk dolu bakşların arasndan geçerek, size güvenip, maharetli ellerinizden şifa bekleyen, sedyede uzanmış sizi bekleyen hastanzın yanına da gidebilirsiniz. Amansız bilinen hastalıklara çareler üretin. Gittiğiniz yer neresi olursa olsun, orada yaşamak istediklerinizi hayal edin ve gözünüzün önüne gelmesini sağlayın. Süresinin önemi yok. İster on dakika, isterseniz yarm saat. Ne kadar isterseniz o kadar yaşayın maskesiz, mesafesiz bu mutlu anınızı. Merak etmeyin, ceza kesmek için ve ya ikaz etmek için kimse gelmeyecektir yanınıza. Bu anınız bitip de gözlerinizi açıp, gerçek hayata döndüğünüzde çok daha mutlu ve huzurlu hissedeceksiniz kendinizi. Ben arada sırada yapyorum ve inanın çok daha huzurlu geçiyor günüm. Bu güne kadar gitmediğim yer kalmadı neredeyse. Ne eve hapsedilme hissi, ne de başkalarına, maskesiz, mesafesiz olduğum için zarar verme ihtimalinin verdiği rahatszlk hissi oluyor. Üstelik "neden maskesiz geziyorsun, ya da kısıtlama varken neden dşarıda geziyorsun" diye ceza da yemedim şimdiye kadar. Sokağa çkma kısıtlamasının olduğu günler daha çok geziyorum hem de... Hakan Algan Resmi Web Sitesi

Yorumlar

  1. Çok aydınlatıcı,çok güzel bir yol çizdiniz 🙏🙏🙏çok teşekkürler

    YanıtlaSil
  2. Önce eğitim lazım ama okumuşun cahili daha tehlikeli sanırım.

    YanıtlaSil
  3. Ben sadece insanların bu günlerde yaşadıkları stresten biraz uzaklaşabilmelerinin kapısını açmaya çalıştım. Faydasını görürlerse ki, göreceklerine inanıyorum, Sonraki adımları profesyonel birinin yardımıyla geliştirebilirler.

    YanıtlaSil
  4. Psikolojimizi yanlış yöne saptırmayıncaya kadar hayal dünyasında yapılacak turların yararına inanırım. Ben de bugünkü kısa turumu ebediyete intikal etmiş meslek büyüklerimle yaptım, Hakan'cım.

    YanıtlaSil
  5. Hakan bunu ben de zaman zaman uyguluyorum bir süredir. Joe Dispenza'nın Plasebo Sensin kitabında dediği gibi "Hayal kurun. Çünkü beyin hayal ve gerçeği ayırt edemez." Yani kurduğun hayal bir süre sonra gerçeğin olur. Umarım yeniden yan yana oturup kahvemizi içerken bu günleri "Ne günlerdi be..." diye anıp Güler geçeriz. Sevgiyle kal canım arkadaşım kalemine sağlık...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnşallah ömür boyu güler, 2020 için; "o yıl sayılmaz" deriz

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

ŞİİR GÜNÜ (YALAN HAYAT)

... Eh be yalan hayat, Biraz da benim yüzüme bak, Bakmayacaksan, Çek bi kıyak da, Artık yakamı bırak. Her gecenin sabahı Güneş yeniden doğacak, Akşama kadar mucizeler olacak, Ben de istiyorum bunları yaşamak, Haydi artık yakamı bırak. Hakan Algan

HELALLİK

Son yıllarda helallik istemek, toplumun her kesiminde adet haline geldi. Özellikle siyasilerin "helallik" istemeleri yüzümde bir tebessüme sebep oluyor. Helallik inancımız açısından büyük öneme sahip. Kabul etmemek mümkün değil ama her şeyde olduğu gibi bunu da abartmadık mı? "Hakkını helal et" diyenlere, "helal olsun" demek gerçekten çözüm mü acaba? Zaten helal olsun demekle de o iş olmuyor diye düşünüyorum. Karşımdaki bin bir dalavereyle ruhum duymadan beni kazıklayıp sonunda helallik isteyince, "kul hakkı" sorunu çözülecek. Allahın; "karşıma nasıl gelirseniz gelin, kul hakkıyla gelmeyin" diyerek, bu kadar önemli olduğunu vurguladığı bir konunun, by kadar basit çözümünün olabileceğini sanmıyorum. Bana göre en samimi cevap; "bilerek ve isteyerek hakkıma girdiysen helal edemem. Ama bilmeden hakkıma girdiysen helal olsun" demek sanırım. Hakan Algan Resmi Web Sitesi

ŞİİR GÜNÜ (BAHANE)

  ... Bunlar hep bahane, Görüşmemek için benimle. Arkadaşlarınďa olduğun, Uyuduğun, Banyoda olduğun, Misafirin olduğu, Yemek yediğin, Evlendiğin. Hakan Algan