Ana içeriğe atla

KUNDAKÇI TAVŞAN

Adı üzerinde değil mi? Al/Ver. Ne verdin ki, ne alasın? Ya da tersi. Ne verdim ki, ne alayım? Çarşıda, pazarda soru da, cevabı da belli. Peki insan ilişkilerinde ve ya insanların diğer varlıklarla ilişkilerinde alınan, verilen? Bazen ürkütücü gelebildiği bile oluyor. Mesela toprağa tohum verince, bize sebze vermesi güzel de; denize kanalizasyon akıttığımızda, bize verdikleri bununla paralel şeyler değil Allahtan. Doğa elinden geldiğince bize, bizim ona davrandığımız gibi davranmıyor. Ya öyle olsaydı bir de? Düşünsenize; ormanı yakmış, evimize gidiyoruz. Bir de ne görelim; ormandaki tavşanlardan birinin elinde çakmak, o da bizim evi yakıyor. Haksız mı? Biz de onun evini yaktık. Ya da dediğim gibi, kanalizasyonu denize döküyoruz ya... Maazallah... İşin özeti dönüyor, dolaşıyor empatiye dayanıyor. Kendine yapılmasını istemediğin bir şeyi başkasına yapma der, geçeriz tanımlarken. Ya doğa etki-tepki kanununu gerçekleştirse, O zaman oturur, "ne yaptım ben" diye kara kara düşünürüz. Doğada yaşayan canlılar, insan yavrusundan insaflı da, ondan biz rahat rahat otururken, doğa acı çekmesine rağmen, son ana kadar sesini çıkartmıyor. Halbuki, iyiliğiniz için bu kadar çabalayan birisine, zarar verebilir misiniz? Bir ağacı düşünün. Adam durmuş orada, kökleriyle toprağı tutmuş, sizi heyelandan koruyor. Yetmiyor, rahat nefes alabilelim diye oksijen üretiyor. Bir de güneşten bunalmayalım diye gölge sağlıyor. Şimdi bunlara vitamin lazım deyip bildiği en iyi yemeği yapıyor bize. Bazısı elma, bazısı armut gibi şeyler yaparken, bazısı da "ekmeğin yanına katık olur, karınlarını doyururlar" diye zeytin yapıyor. Sonra düşünüyor. "Hasta olunca da iyileştirmek lazım" diyor ve ilaçlarımıza hammadde üretiyor. Öldükten sonra bile bizi düşünüyor. Beşik oluyor, yatak oluyor, koltuk oluyor. Kâğıt olup, defter kitap haline gelip, öğrenmemiz için çırpınıyor, öldüğünü unutup. Son yolculuğumuzda bile bizi yalnız bırakmıyor. Bize taşıt oluyor. O bizim için bu kadar uğraşırken, biz ona neler yapıyoruz? Halbuki bizden tek beklentisi; "ONU RAHAT BIRAKMAMIZ" Üstelik bu kadar işi yapan sadece, ağaç. Doğa ailesinin diğer fertlerini de düşünsenize... Hakan Algan Resmi Web Sitesi

Yorumlar

  1. Çok güzel bir yazı. Gerçekten doğaya çok zarar veriyoruz. Ülke yöneticileri ve halk üstüne düşen ne varsa yapmalı ama nerede. Tüm dünya suçlu

    YanıtlaSil
  2. modern insanların en büyük felaketi, eline sağlık abi

    YanıtlaSil
  3. Bir kalem alıp yazasım geldi ...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

DUVAR En yararlı, bir o kadar da zaŕarlıdır duvar örmek. O nasıl oluyor diyenleri duyar gibiyim. Kullanıma bağlı. Duvarı nereye ördün? Ne kadar ördün vs, vs. Gizlenmek için mi, örtünmek için mi ördün? Sana zarar verecek doza göre, seni görmemesini mi, yoksa ulaşıp da zarar vermemesini mi istiyorsun? Önce buna karar verip ona göre örmeli duvarı. çok güçlüyse o duvarı aşamamalı.Bana bulaşmasın, geçsin gitsin diyorsan sağlamlığı önemlı değil. Görmesin yeter. Önemli olan doğru tehlikeyi tesbit edersen ona göre duvar örmek. İşte o zaman yararlı olur.

KUŞ BEYİNLİ

Bir çoğumuz, birisine kızdığımızda, hemen "aptal" anlamında kullandığımız, "kuş beyinli" tanımını yaparız "insan beynimizle". Kazların göçlerini gerçekleştirirken hava direncini en aza indirebilmek için ve güçlerini en verimli şekilde kullanabilmek adına, yerlerini sırasıyla değiştirip "V" şeklinde uçtuğunu göz ardı ederek. Hatta eşi öldüğünde başından ayrılmayan angut kuşunun sadakatini önemsemeyerek. Yoksa bir karganın, yerden veya ağaçtan aldığı cevizi kırabilmek için, yüksekten aşağıya bırakmasını mı örnek vermeli? Örnekler böyle uzayıp giderken, ben size bir dönem beslediğim güvercinlerden bahsedeceğim. Evimin terasında güvercin beslemiştim. Sadece uğraşacak bir şeyler olsun diye, Esatın tavsiyesiyle ve bir çift güvercinle başlamıştım. Ölenler, çoğalanlar derken, beslemeyi bıraktığımda oniki güvercini başkalarına dağıttım. Ama çok şey öğrendim o "kuş beyinliler"den. Tek eşliler. Hepsi bir kümeste ama raf gibi ayrı yuvalarda ka...

RAHAT UYU

... Milyonlarca kişi hiç görmediği birisi için nasıl gözyaşı döküp özler diye düşünen varsa bu gün saat 09:05'te televizyon karşısına geçsin. Bu gün ailemizin en büyük ferdinin ölüm yıldönümü. Çocuğu var mıydı diye soranlar Türkiyenin güncel nüfusuna bakıp kaç evladı olduğunu görebilir. Bazısı hain evlat olmak üzere o kadar çocuğu var. Emanetin emin ellerde. RAHAT UYU... Hakan Algan