Evimizde bir kedi var. İsmi lokum. Görseniz gerçekten de lokum gibi bir şey. Aslında annemin kedisi. Onu eğitmek için, ya da terbiye etmek için ödül maması veriyoruz. Görseniz, inanılmaz işe yarıyor. Kedi artık bize masaj bile yapıyor. Biraz daha kassak, markete alış verişe gidip, gelecek. Ödül aslında hayatın her kesiminde kullanılıyor. Düşünsenize sporcular neden ömürlerini kan, ter içinde geçiriyor. Tabii ki madalya için. Ya öğrenciler neden mışıl mışıl uyumak varken, gecelerini uykusuz geçiriyor? Eğitiminin ödülü olan diplomaya ulaşmak için. Bunun yanında ceza da olmazsa olmazıdır hayatımızın. Öğrencinin cezası yaz tatiline mal olur. Hatta belki de okulundan atılır. Doping yapan sporcunun cezası ise, müsabakalardan men edilerek zafere ulaşması engellenir, belki diğer yarışlardan bile men edilir.
Çocuğumuzu düşünsenize; yaramazlık yaparsa illaki bir ceza veririz. Bu harçlık kesintisi olabileceği gibi, "sokağa çıkma kısıtlaması" uygulayıp, arkadaşlarıyla oynamasını engellemekte olabilir.
Askerdeyken de çarşı iznine çıkartmamak en fena cezaydı. Koca bir hafta, çarşıya çıktığında yapacaklarının hayaliyle yaşarsın. Taaaak cezayı yapıştırırlarsa hayallerin yıkılır.
Evliysen ve eşini aldatıp yakalanırsan, boşarlar seni.
Hırsızlık yaparsan, kibarca kodes dediğimiz mekanda "tam pansiyon" misafir ederler... Gibi, gibi, gibi. Hayatta ödül olduğu gibi, ceza da kardeşi gibi yanında bekler.
Ülkemizde ödülün kardeşi olan cezanın yaşanmadığı, benim aklıma millet meclisinden başka bir yer gelmiyor. Hep ödül, hep ödül. Cezayı milletin aslı ödüyor, ödülü vekili alıyor.
Hakan Algan Resmi Web Sitesi
Ne kadar acı, değil mi?
YanıtlaSilÖdül mü? o neydi? hatırlamıyorum..
YanıtlaSilDİN İMAN, HAK, HUKUK BOŞ LAF OLDU..
YanıtlaSilÖdul de ceza da olmalı yaşamda. Her ikisi de eğitici olması kaydıyla..
YanıtlaSil