Bu
işlemleri yapanlar da gencecik fizyoterapistlerdi. Hastalar da her yaş
gurubundan ortaya bir karışık söylenmiş gibiydi. Benim girdiğim odada iki bayan
bir erkek fizyoterapist vardı. Bir sandalyeye oturttular, baldırlarıma ve
dizimin üst kısmına pedleri bağladılar, akım vermeye başladılar. Odadaki
muhabbet çok iyiydi. Çoğunun kulağı duymuyor, bağırdıkça bağırıyorlar,
birbirlerine sordukları sorular ve verilen cevaplar çok farklı. Anlayacağınız
huzurevi kıvamında bir yaş ortalaması vardı. Yanımdaki sandalyeye de yaşlıca
bir amca geldi oturdu. Hemen peşinden de gencecik muhtemelen de yeni mezun
bayan fizyoterapist amcanın pedlerini bağlamak için geldi ama şeker hastaları
verilen akımı hissedemeyebiliyormuş. Makinanın üzerinde bir ayar düğmesi var ve
gönderilen akımın şiddetini o düğme yardımıyla ayarlayabiliyorsun. Amcanın
kulaklar da hepyek. Ortamı neşelendirmek gerekiyordu. Böyle güzel bir orta
böyle bir sahada değerlendirilmeliydi;
Fizyoterapistle amcam bayağı bir yorucu sohbete girmişlerdi;
“Amca akımı hissediyor musun?”
“Neeee!...”
“Akımı hissediyor musun? İyi mi?”
“Ne diyon kızım?”
Bu sefer bağırarak;
“Akım diyorum amca, hissediyor musun?”
Adam bana dönerek;
“Ne diyo?”
Al işte tam rövaşatalık bir orta, Fizyoterapiste dönerek;
“Amca sizden elektrik alamadı”
Bu laftan sonra kızcağız iki büklüm kaldı gülmekten. Bense
bütün ciddiyetimi koruyarak amcaya döndüm bağırarak;
“Cereyan geliyo mu amca?”
Kızcağız biraz kendisini toparladıktan sonra, gene gülerek;
“Hakan bey lütfen siz karışmayın”
“Karışmam canım, bana ne aranızdaki ilişkiden”
Bu cümleden sonra da fizyoterapistimiz sanırım nefes almak
için dışarı çıktı ama amcam rahat durmuyor ki;
“Nereye gitti?”
“Sana direk trafodan çekecekmiş elektriği amca”
Hakan ALGAN
www.hakanalgan.com.tr
facebook.com/alganhakan
Twitter : @alganhakann
Instagram: @alganhakann
Yorumlar
Yorum Gönder