... Bazen deriz ya; "bütün emeğim boşa gitti" diye. Ümitsizliğe kapılır, pes ederiz. Aslında boşa giden birşey yoktur. Sadece gecikiyordur. Düşünsenize bir yere giderken arabanızın lastiği patlasa, "geldiğim bunca yol boşa gitti" mi diyeceksiniz? Lastiği değiştirip devam edeceksiniz. Kalınca bir odunu keserken, yorulacaksınız. Yorulduğunuz anda, odunu tam kesemeseniz bile amacını doğrultusunda bir kısmını kesmiş olacaksınız. Dinlenip amacınıza ulaşın. Emeği enerjiye benzetiyorum. Harcanan emek yok olmuyor. Vazgeçilmezse amaca ulaşılmasa bile yaklaşılıyor. 1 Mayıs işçi ve emekçi bayramınız kutlu olsun. Hakan Algan
... Öylesine büyük bir lidere sahibiz ki, hiçbir liderin aklına bile gelmeyen çocukları unıtmamış ve cumhuriyet tarihimizin en önemli tarihlerinden birisini onlara hediye etmiş. 23 Nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramımız kutlu olsun... Hakan Algan
... Camı açıp baktığımda, Hele ciğerlerimi oldurunca çam havasıyla. Huzur kapladı içimi. Aynısını yine yaptım ama Sonraki gün azaldı biraz içimdeki huzur Devam etti her geçen gün azala azala. Taa ki o orman yeşili bina bitesiye kadar, Ağaçlârla beraber bitti içimi kâplayan huzur. Dün yine baktım camdan, Bakınca gördüm, görmem gerekenler yerine, Oŕman yeşili binayı ve adamların gözündeki Doların yeşilini. Huzur dolan içim, Hüzünle doldu bu sefer. Hakan Algan
... Bazen o kadar anlamsız tartışmalara şahitt oluyoruz ki, tartışmanın sonucu zaten daha başlamadan aslında belli. Burası bir hukuk devleti olduğundan ne yapıp, ne yapmamamız gerektiği kanunlarla belirlenmiş. Sesi çok çıkanın bu tarz bir tartışmayı kazanma şansı yok. Kanun ne diyorsa o. Üstelik kanunĺara ulaşmak da internet çağında yaşadığımızdan çok kolay. Bakılır ilgili kanun maddesine, ne diyorsa o yapılır. Bu tarz gereksiz tartışmalara girip,ne kendimizi yıpratmaya, ne de rezil olmaya gerek var. Hakan Algan
... Gördün mü ürkek bir ceylanın bakışlarını? Kaçamayınca kabuğuna gizlenen kaplumbağayı, Hayatı zaten sürünmekle geçen ýılanı, Duydun mu yanarken sessız çığlıklar atan ağacı Hüdanın yarattıklarını candan saymaz mısın? Yoksâ tek canı olan insân mı sanarsın? Seviniriz ölen olmadığını duyunca. Ormanlar cayır cayır yandığında. Sadece ağaç diye bakma. Ölen binlerce can kaldı orada... Hakan Algan
... Bir uyanışa daha şahit oluyoruz bu günlerde. Bır mucize daha gerçekleşiyor. Tomurcuklar, yapraklar çıkmaya başladı bile. Ortalığın renklenmesi yakındır. Bir çok kişi tarafından kâsvetli olduğu söylenen fakat sanılanın aksine ayrı bir güzelliği ve faydası olan kışa veda zamanı geldi. Kış doğayı bahara hazırladı. Yani görevini tamamladı. Bembeyaz bir örtüyle kaplamıştı toprağı. Şimdi eriyen o beyaz örtü ve bütün kış dünyayı yıkayan yağmur suları toprağın altında yaz boyunca çiçekleri, dikilen fideleri besleyerek görevini tamamlayacak. Doğa bize bu güzellikleri sunarken. Gerçekleşen bu mucizeye, su tasârrufu ile bizim de bir katkımız olur belki. Ufacık bir çabaya var mısınız??? Hakan Algan
... Bir tomurcuğun rengarenk çiçeğe dönüşmesi, Kurtçuktan en değerli kumaş olması, Kışın kupkurü gözüken dallarda, Yazın meyvelerin sallanması nasıl bir ihtimalse; Sana dönmem de aynı ihtimaldi. Göremedin ki, Hepsinin gerçekleştiğini, Senin gelmenin, Benımse bırakmamın ımkânsız olduğunu. Hakan Algan
... Bir Ramazân ayı daha geldi. Çoğumuz sadece aç kalarak ibadet ettiğini sanıyor. Bir de her yıl aynı sorular din adamlarımızın cevaplarını beķliyor. Bu da bize maalesef ki, dinimiz konusunda ne kadar duyarsız olduğümuzu gösteriyor. Bize öğretilen ramazan âyının aynı zamanda paylaşım ayı olduğu. Peki kaçımız ihtiyaç sahibi bir ailenin ramazan ayı boyunca tüketmesi için erzağını sağlıyor? Sadece makarnası değil, kahvaltılığından tatlısına kadar. O ailenin her öğün size edeceği duayı düşünsenize. İmkânınız buna el vermiyorsa bir fırına girip, askıya fazladân koyduracağınız ekmek biĺe paylaşımdır. İftarda lokmaların boğazınızdan daha rahat geçtiğini göreceksiniz. Hakan Algan
... Dünyanın sonu sandıklarım onsekizinde, Şimdi ne kadar komik geliyor ellisinde. Onsuz yaşayamam derken yirmisınde, Hatırlayınca bir tebessüm oluyor yüzümde. Yarım asırı tamamlayınca ayaklar, Daha bir sağlam basar oldu yere. Dünya böyle mıydi gözümde. Göremedim yirmibeşimde. Her şeyi öğrendim sandım otuzbeşimde, Yanıldığımı anladım ancak ellisinde. En verimli yaşım bu sandım kırkbeşinde, isteyince verimli olunduğunu gördüm her dönemde. Şükür geldim ellisine... Hakan Algan
. ... 1 gün=24saat 1 saat=60 dakika 1 dakika= 60 saniye Uzar gider. Hızlı geçer, geri gelmez. Sağlığın, paranın geri gelme ihtimali vardır ama zaman öylemi. Onsekiz, yirmi yaşlarım dün gibi. Otuz yıl geçmiş. O zamanki arkadaşlarım noel baba gibi bembeyaz geziyor. Sırma saçlıları söylemiyorum bile. Hızlı da geçmiş. Bu kadar hızlı geçen ve geri gelmeyen bir şeye hak ettiği değeri veriyor muyuz sizce? Anı yaşamâmız, hatta doyasıya yaşamamız gerekmiyor mu? Unutmayalım; geri gelmiyor ve hızlı geçiyor. Hakkını verelim. Hakan Algan
... Güvendiği dağlara kar yağdıysa eğer, Yamacında halâ ne bekler Çığın altında kalacak Kaçmazsa oradan eğer. Sorsan O'na, bu bir kader, Bence bağırarak gelen bir keder... Hakan Algan
⁸ ... Bence sonuna kadar. Başlanan bir iş, eğer inanılıyorsa sonuna kadar devam ettirrilmeli. Vazgeçilmemeli. Kalbin beyine müdahalesi engellendiği sürece de başarısızlığın ihtimali düşer. Çünkü kalp duyguları devreye sokup, kandırır. Beyine karışılmazsa mantıklı kararlar alınır. En kötü ihtimalle başarısız olunur. Aslında başarısızlık da başarıdır. Başarısız olunan bir işte kazanılan tecrübe, diğer adımda başarıyı getirecektir. Vazgeçmek öyle mi? Boşuna kaybedilen zamandır. Zamansa geri getirilemez. Varsın başarısız oldu desinler. Hem onlara ne? Hayat bizim. Onların değij ki... Hakan Algan
... Misafir olduğumuz şu dünyada, Gerek var mı kalp kırmaya. Güzelliklerine doymak varken, Birbirimizle uğraşmaya. Belki de bakıp kalacağız arkamıza, Doyamazsak bu dünyaya... Hakan Algan